11 Mart 2011 Cuma

İstanbul

Bir şehrin ayaklarının altından geçip gider yalnızlık büyük dalgalarla güneş doğarken sabaha.Şehir aldırmaz ama başlamıştır koşuşturmaca .Her geçen gün biraz daha sislere gömülmesine rağmen nefes almasını becerebilir bu şehir.Dünyanın en güzel yeridir orası.Acının bile buruk bir tad verdiği kelimelerin,dillerin özgür olduğu yerdir orası.Sabahın 6sından gecenin 4'üne kadar duyulabilen korna sesleri ve her deniz kıyısından yükselen''gel ablam derya kuzusu bunlar'' sesleridir orayı özel kılan.Bir gelen bir daha gelmek ister hatta hiç dönmek istemez.Aynı anda hem kültürün hem ölümün başkentidir ora.Yingyang şehridir adeta.Kimi zaman hırçın bir çocuğun öfkesidir suları,kimi zaman orta yaşlı bir kadının huzurudur semaları.Toprağı ise göz yaşı ve kanla beslenir.Cebindeki paranıda asfaltlarında eritir.Ama yine de korkma sen seven için dünyanın en güzel yeridir.Mesela an gelir bütün kederlerin erir bir çay kaşığıyla demli bir çayın içinde.Ya da iki sohbet martılarla tekrar attırır kalbini.gün gelir dumanı içine dolar bu şehrin.Bir yağmurla alır gönlünü tekrar senin.Şimdi bu şehir uzak bana binlerce tamlama kadar.Ondandır şimdi gözümden anılar akar.Gün gelir yolların a doyarsam eğer o zaman bütün yıl beklediğime değer..